Zaman Bir Yanilgidan Mi İbaret, youtube mp3 indir

İzlenme: 832.016

Zaman bir yanılgıdan mı ibaret?

Şarkı indir, bedava müzik indir, youtube dönüştürücü

Zaman… Asla durduramadığımız, harcadığımızda geri gelmeyen tek şey. Ömrümüz… Dünya’nın en zengin insanı da olsanız, Forbes’a dünyanın en güçlü insanı diye kapak da olsanız, gücünüzün onu değiştirmeye yetmeyeceği tek şey. 

Onu tanımlamakta bile güçlük çekiyoruz. Filozoflardan yazarlara, bilim insanlarından sanatçılara, hepimizin zaman için bir açıklaması var. Fakat ne olduğu konusunda ortak bir fikrimiz yok. Hepimiz yaşıyoruz, tecrübe ediyoruz, ama anlamını kavrayamıyoruz. Ne garip, öyle değil mi?

Yeterince kafamızı karıştırmıyormuş gibi Einstein zaman hakkında şu sözleri söylemişti:

Bizim gibiler, fiziğe inananlar; geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki farkın sadece inatçı bir yanılgıdan ibaret olduğunu bilir…

Zaman gerçekten bir yanılgıdan mı ibaret? Niye tanımlanamıyor? Sahi siz onu nasıl tarif edersiniz? 

Bir olayın gerçekleşmesi için gereken şeydir aslında zaman. Bir hareketin var olabilmesi için zaman gerekir. Bir noktadan diğerine, belirli bir zamanda gideriz. Fakat, hareket nedir? E onun için de zaman gereklidir! Zamanı tanımlarken hareketi, hareketi tanımlarken de zamanı kullanmam gerekti. Görünen o ki, zamanı tek başına tanımlamak öyle kolay değil.

Zaman aynı zamanda görelidir de. Benim için bir saat geçerken, karadeliğin yanındaki birisi için yalnızca bir dakika geçiyor olabilir. Ya da ışık hızına yakın bir şekilde Andromeda’ya gitmekte olan birisi için, belki de yalnızca 30 saniye geçmiştir. Ama ne garip değil mi? Bu kişilerin hiçbiri, zamandaki bu yavaşlamayı hissetmez.

Hepimiz, zamanı aynı şekilde algılarız. Karadeliğin yanında da olsak, uzayda ışık hızına yakın hızda seyahat ediyor da olsak, Dünya’da ayaklarımızı uzatıp kahvemizi yudumluyor da olsak... Çünkü damarlarımızda dolaşan kandan, kolumuzda atan saate kadar, etrafımızdaki her şey yavaşlar. Biz zamanı, yine aynı şekilde algılarız. Oysa, iki farklı köşede, iki ayrı zaman akmaktadır. Öyle ki birisi evrenin zaman ayarıyla oynayacak olsaydı ve her şeyi bir anda yavaşlatıp hızlandırsaydı, bunu fark etme imkanımız dahi olmazdı.

Zamanın ne olduğuna dair fizikçiler hala düşünüyor. Üstelik ona sadece zaman da değil, “uzay-zaman” diyorlar. Zaman ile uzayın iç içe olduğunu taa Einstein’dan beri biliyoruz. Fakat üç uzay boyutu yani en, boy, derinlik varken, neden yalnızca bir zaman boyutu var? Ve zaman neden sadece hep ileriye akıyor? Oysa ki üç uzay boyutunda hem ileriye hem geriye gidebiliyoruz. Zamanda bu neden olmuyor?

Birçok fizikçi, bunu entropi ile açıklıyor. Termodinamiğin ikinci yasası. Bir sistem, zamanla düzensizlik yani entropi kazanır. Evrenimizdeki sistemler, düzenliden, düzensize doğru bir geçiş gösteriyor. Bu geçiş, zaman içerisinde oluyor ve tek bir yönde akıyor. Zamanın oku. Hep daha düzensiz olma eğiliminde. Dolayısıyla, zamanla düzensizlik artıyor. O halde, düzensizliğin artıyor olması, bize zamanın ileriye aktığını söylüyor olmalı. 

“Geçmiş hipotezi”... Eğer entropi sürekli olarak artıyorsa, dün daha düşük bir entropi olmalıydı. Neden dün daha düşük bir entropiye sahipti? Çünkü bir önceki gün daha da düşük bir entropiye sahipti. Bu böyle gidiyor ve en sonunda Büyük Patlama anında evrenin düşük bir entropi durumundan başladığını söylüyor. Peki neden böyleydi, ya da böyle olmak zorunda mıydı? Büyük bir soru işareti…

Peki ya ışık hızının ilerisine geçebilseydik? Bir hayli spekülatif kalan bu kısımda çok çılgın fikirler var tabii. Mesela az önceki sorumuza dönelim, “Neden 3 uzay 1 zaman boyutu var?” Sadece böyle düşünülmüyor elbette. 11 boyutlu supergravity teorileri de var. Hatta bazı araştırmacılar, ışık hızının ötesinde yalnızca bir uzay, üç zaman boyutu olduğunu söyleyecek kadar cesaretli. Yani ışık hızının ötesine geçtiğimizde, zaman ile uzay kavramının değiştiğini iddia ediyorlar. Artık bunun ne anlama geldiğini bile tartışmayacağım, yoksa içinden çıkamayız! Fakat fizikçiler, zamanda geçmişe gidemeyeceğimiz konusunda neredeyse hemfikir. Belli ki zamanın kendisi hakkında kafalar çok karışık.

Araştıran ve Yazan: Ögetay Kayalı
Düzenleyen ve Sunan: Barış Özcan
Kurgulayan: Alperen Çatak
---
Videonun tüm metni ve kullanılan kaynaklar:
https://barisozcan.com